İdari gözetim

İdari Gözetim Nedir?

Göç, tarihin her döneminde var olmuş kökeninde ekonomik, siyasal, sosyal ve hayati nedenler olan bir olgudur. Tarih boyunca göç ve buna bağlı ilticalar olmasına rağmen bu konudaki resmi çalışmalar Birinci Dünya savaşının sonunda başlamaktadır. Zira 1. ve 2. Dünya savaşları neticesinde kitlesel göçler, soykırım ve insanlık krizleri yaşanmıştır. Dolayısıyla zorunlu göçler neticesinde vatansız kalmış mültecilerin uluslararası korunması ihtiyacı doğmuştur. Bu koruma ülkeler açısından çok taraflı bir işbirliği gerektirdiği için ilk olarak Milletler Cemiyeti sonrasında Birleşmiş Milletler nezdinde kuruluşlar oluşturulmuştur. Bu kuruluşlar 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme ve bir dizi anlaşmaya göre mültecilerin haklarını korumak ve “geri gönderilmeme ilkesini” korumak adına hareket ediyorlardı.

Devletler ülkelerine gelen yabancıları çeşitli kategorilere göre sınıflandırma ve uluslararası korunmaya muhtaç olanlara buna uygun muamelelere tabi tutmaktadırlar. Kimi hallerde ülkeye giren yabancının sınırdışı edilmesi gerekebilmektedir. Sınırdışı edilecek kişiler hakkında tüm araştırmaların yapılması ve nihai kararın verilmesi sürecinde yabancının bir alanda tutulması ve sınırlandırılması idari gözetimi ifade eder.

Türk hukuk sisteminde idari gözetim konusu 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununu yürürlüğe girene dek oldukça belirsizdi. Dolayısıyla yabancılar idari gözetime benzer uygulamalara tabi tutuluyor olmalarına rağmen herhangi bir itiraz usulü öngörülmemişti. Sonuçta ülkemizin mahkum edildiği bir kısım AİHM kararları neticesinde YUKK ile çeşitli düzenlemeler getirildi. Bu kapsamda idari gözetimin uygulanması için geri gönderme merkezleri kurulmuş oldu.

Kimler İdari Gözetime Tabi Tutulur?

İlk olarak YUKK’un 54’üncü maddesine göre sınırdışı edilmesine karar verilenler idari gözetime tabi tutulur. Hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan; kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınır. Ve bu kişiler geri gönderme merkezlerinde tutulur. (m.57/2)

İkinci olarak; Ülkeye girişi sonrasında uluslararası koruma başvurusu yapan yabancıların bazı durumlarda idari gözetim altına alınması söz konusu olabilir. YUKK kapsamında uluslararası koruma dört türe ayrılmaktadır. Bunlar; Mülteci statüsü, Şartlı mülteci statüsü, İkincil koruma statüsü ve Geçici koruma statüsüdür. Bu statülerden birine tabi olarak başvuran ancak bazı özel durumları olan kişiler geri gönderme merkezinde idari gözetim altına alınır. Peki bu özel durumlar nelerdir?

  • Yabancının kimlik bilgilerinde şüphe varsa,
  • Sınır kapılarından usule aykırı şekilde ülkeye girmekten alıkonulması maksadıyla,
  • Başvurunun esasının belirlenmesi için idari gözetimin zorunlu olması durumunda,
  • Yabancının kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehlike oluşturması durumunda idari gözetim uygulanabilir.

İdari Gözetim Kararının Verilmesi ve Karara İtiraz Usulü

İdari gözetim kararı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün talimatıyla ya da doğrudan valilikler tarafından alınmaktadır. Bu karar sonrasında yabancı geri gönderme merkezine götürülür. Kendisine avukat, yasal temsilci tutması ya da BM yetkilileri ile görüşmesi imkanı verilir. İdari gözetim süresi 30 günü geçemez. İdari gözetim altına alınan kişi, yasal temsilcisi veya avukatı sulh ceza hakimliğine bu karara karşı itiraz edebilir. Sulh ceza hakimi 5 gün içerisinde kararını vermek zorundadır.