Askerlikten çürük raporu alanların hakları (2024)

 Askerlikten çürük raporu alanların hakları Av. Kubilay REŞBER tarafından bu makalede ele alınmıştır.

Askerlik çürük raporu alanlar para alabilir mi? Askerden çürük raporu alan emekli olabilir mi? sorularının cevaplarını yazımızda bulabilir dilerseniz avukalarımızla görüşme yapabilirsiniz.

25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanununu ile yeni asker alma sistemine geçilmiştir. Buna göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her erkek, askerlik hizmeti yapmaya mecburdur. Mecburi askerlik hizmeti süresi içerisinde yaralanarak veya hastalanarak “askerliğe elverişsiz” veya “çürük” hale gelenlerin bazı hakları bulunmaktadır.

Öncelikle askerliğe elverişsiz hale gelme bir diğer deyişle çürük hale gelme nedir bunu açıklayalım.  

A.    Çürük raporu ne demektir?

Çürük raporu, kişinin askerlik yapacak sağlık şartlarına sahip olmadığı belirten rapordur. Rresmi adıyla “askerliğe elverişli değildir” raporu, TSK, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliğine göre askerlik görevini yapmak için gereken sağlık şartlarını sağlamayanlara verilen rapordur. Bu rapor ilk askere alınma işlemleri yani yoklama esnasında veya askerlik görevine başladıktan sonra verilebilir. Yoklama esnasında çürük raporu verilirse kişi hiç askere alınmaz.

Askere alındıktan sonra verilen çürük raporu konumuz bakımından önem arz etmektedir. Çünkü sağlıklı bir şekilde askere alındınız ve askerlik görevi esnasında askerliğe elverişsiz hale geldiniz. Bu durumda askerliğe elverişsiz raporu verildiği için devletin ödediği bir tazminat söz konusu olmaktadır.

B.    Askerlikten çürük raporu alan kişilerin hakları nelerdir?

Askerlik görevine başladıktan sonra çürük raporu verilmesi durumunda bazı haklarınız olabilir. Bu haklara sahip olup olmayacağınız “nasıl ve ne şekilde” askerliğe elverişsiz hale geldiğiniz ile ilgilidir. Şimdi çürük yani askerliğe elverişsiz hale gelenlerin haklarını tek tek inceleyelim.

1-     Tazminat Ödenmesi

Askerlikte çürük raporu alan kişilere verilen haklardan ikincisi ise tazminat ödenmesidir.

Askerde çürük raporu verilenlere tazminat ödenmesinin şartları;

  • Sağlıklı bir şekilde askere alınmış olmak,
  • Askerliğe fiilen başlamış olmak,
  • Askerliğe elverişsiz hale gelecek şekilde sakatlanmış olma,
  • 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu veya 5510 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanmamış olması,
  • 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince tazminat ödenmemiş olma,
  • Tazminata konu durumun gerçekleştiği tarihte bakaya, firar, hava değişimi/izin tecavüzünde bulunmama,
  •  Kendini askerliğe yaramayacak hâle getirmek ve askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçundan hüküm giyenlerin, suça konu eylemleri sonucu ölüm ve sakatlanma ortaya çıkmışsa,
  • İntihar sonucu meydana gelen ölüm ve sakatlanma olaylarında bu ödeme yapılmaz.

Özetle askerde yaşamış olduğunuz sağlık sorununun neticesinde askerliğe elverişsiz hale geldiyseniz ve herhangi bir maaş bağlanmadıysa tazminat ödemesi yapılır. Bu tazminat sadece yaralananlara değil ölenlerin mirasçılarına da ödenir.

2-  Vazife Malullüğü Maaşı

Askerlikte çürük raporu verilenlere haklardan ilki şartları oluşmuşsa maaş bağlanmasıdır.

Askerliğe elverişsiz hale gelmeniz durumunda şartlarını taşımak kaydıyla maaş bağlanması söz konusu olabilir. Bu maaşın bağlanması için vazife malulü sayılmanız gerekir.

Vazife Malulü Nedir?

Malul kelimesi, sakatlık, hastalık, vücut veya organ fonksiyonlarının kısmen veya tamamen kaybı anlamını taşır. Vazife ise kamu hizmeti icra edenlerin yaptığı işe verilen isimdir. İşte bu iki kavram bir araya geldiğinde yani bir kişi kamu hizmeti yaparken kalıcı sağlık problemlerine maruz kalırsa vazife malulü olur. Ancak bir kişinin vazife malulü olup olmadığının tespiti bir dizi kanun ve yönetmelikte sayılan şartlara göre değerlendirilir.

Türk hukukunda vazife malullüğü konusu 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda düzenlenmiştir. 5434 ve 5510 sayılı kanunlar baba-oğul gibidirler. 5510 sayılı kanun 2008 yılında yürürlüğe girerek eski 5434 sayılı kanunun neredeyse bütün maddelerini ortadan kaldırmıştır. Ancak 5434 sayılı kanun vazife malullüğ konusunda hala uygulanmaktadır. 1 Ekim 2008 öncesi kamu hizmetine giren kişilerin vazife malullüğü hala 5434’ün ilgili hükümlerine göre değerlendirilir. 1 Ekim 2008 sonrası kamu hizmetine giren kişilere ise 5510 sayılı yeni kanunun hükümleri uygulanır.

5434 Sayılı Kanuna Göre Vazife Malullüğü

5434 sayılı kanunda üç ayrı maluliyet türü düzenlenmiştir: Adi malullük, harp malullüğü ve vazife malullüğü. 1 Ekim 2008 öncesi kamu hizmetine girenlerle ilgili olarak 5434 sayılı kanunun 44’üncü maddesi düzenleme yapmıştır. 5434 sayılı Kanunun “Malullük” başlıklı 44/1. maddesinde;

“Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamıyacak duruma giren iştirakçilere (malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır.”

hükmüne, 45. maddesinde;

“44 üncü maddede yazılı malullük;

a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa;

b) Vazifeleri dışında kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olursa;

c) Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla),

ç) Fabrika, atölye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa; Buna (vazife malullüğü) ve bunlara uğrayanlara da (vazife malulü) denir. “

 hükmüne yer verilmiştir. 49’uncu maddede bu kişilere başvurmaları halinde aylık bağlanacağı ifade edilmiştir.

5510 sayılı Kanuna Göre Vazife Malullüğü

5510 sayılı kanunun 47’nci maddesi;

“…sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir”

şeklindedir. Ancak malullük durumunun;

a)Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan,

b) Mevzuat ve emir dışında hareket etmiş olmaktan,

c) Yasak fiilleri yapmaktan,

d) İntihara teşebbüsten,

e) Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlama veya zarar verme amacından,

doğmamış olması gerekir.

Görüleceği üzere hukukumuzda vazife malullüğü temelde iki farklı kanuna bakılarak tespit edilir. Ancak kanun koyucu tarafından subay, astsubay, yedek subay, uzman erbaş, er, polis, korucu gibi meslek grupları için daha iyi şartlara sahip malullük düzenlemeleri getirilmiştir. Bu özel malullük halleri için 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat Ödenmesi ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanuna bakmak gerekecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir